Esendere Kültür ve Sanat Derneği

Talihsiz Ülkem

10.09.2017
1.438
Talihsiz Ülkem

Cinuçen Tanrıkorur’un “Biraz da Müzik” adlı kitabından alıntıdır

TRT’nin en büyük talihsizliği, İsmail Cem’den ne önce, ne sonra onu gibi bir genel müdürü bir daha görememiş olmasıdır. Benzer talihsizlikler, Atatürk öncesi ve sonrası Türkiye için de söz konusudur. Lafın gelişi, %90’ı Türk musikisi düşmanı büyükelçiler, bu sanatın okullarda öğretilmesini irtica sayan saygun besteciler ve hikmetli orkestra şefleri ile İsmail Dede Efendi’yi tanımamayı kültür zanneden harika çocuk kemancılar yetiştiren bir sistemin; Süheyl Ünver’leri, Ali Nihad Tarlan’ları, Samiha Ayverdi’leri, Zeki Ömer Defne’leri; Atilla İlhan, Erol Güngör, Aydın Taneri ve Bekir Sıtkı Erdoğan’ları; Selçuk Eraydın, Emin Işık, İskender Pala, Beşir Ayvazoğlu ve Turan Alkan’ları; Alaaddin Yavaşça, Niyazi Sayın, Necdet Yaşar, Murat Tokaç ve Zeki Atkoşar’ları yetiştirememesi gerekirdi. Bu bakımdan, telaffuzundan şeref duyduğum şu isimleri bir tür ‘imalat hatası’ saymanın yanlış olmayacağını sanıyorum.

Siz halksınız. Verileni dinler, reklamı iyi yapılanı beğenir alıştırıldığınız şekilde alkışlarsınız. Çoğunluğunuzun son yıllarda alkışla tempo tutmadan şarkı dinlemeye, hatta alkışsız cenazeye bile tahammül edemeyişi bundandır. Ama ya müzisyenler ne diğer sanat erbabı, gerçek aydınlar ve inançlılar ne yapsın? Özel kanallara ticari müessese oldukları için karışamazsınız. Halk böyle istiyor diye, reytink diye, reklam diye, içlerinde sanattan biraz anlayan yapımcılar olsa bile, filmden habere, dilden sanata her türlü pislikle ülke insanını zehirlemekten mahzur görmeyebilirler. Nizami şekilde durup yolcu indiren taksi şoförüne “Ver lan kağıtlarını!” dedikleri halde, en durulmayacak yerde durup yolcu indiren minibüsleri de, kırmızının gözüne baka baka karşıdan karşıya geçen yayaları da görmezden gelen trafik polisleri gibi, bu kanalların yaptıkları da gayet güzel görmezden gelinebilir. Ama TRT bir devlet kurumudur. SAFİYE AYLA gibi, 20. Yüzyıl Türk musikisini taçlandırmış olan bir ismi, bir mor güle hangi cesaretle çiğnetebilir? Ayla’yı bahane edip gençlere eşcinselliğin faziletini öğretmek için mi? Yoksa bayağının da en adisi olan pis bir ağızla Türk Musikisine hakaret etmek için mi ?!… Bu kurumun, Safiye Ayla anma programında okuyabilecek doğru dürüst bir sanatçısı yok mudur? Eğer yoksa, kurumunuzda görevli 500 sanatçıya her ay milyarları niçin ödüyorsunuz? Varsa, hem Türk musikisini, hem de bu sanata gönül vermiş milyonlarca dinleyicinizi bu mor gülün rezilliğiyle niçin hançerliyorsunuz?!.. Niyetiniz bindiğiniz dalı kesmek mi? Bunu bilgisizlikten mi, ilgisizlikten mi, yoksa maksatlı olarak yapıyorsunuz? Bilgisizlikten yapıyorsanız, Müzik Daireniz ne işe yarıyor? Bu zavallı daireyi, hem müzikten anlamayan, hem de piyasaya angaje müzik prodüktörlerinize çiğnetmeye daha ne kadar zaman devam edeceksiniz? Eğer maksatlı yapıyorsanız, bomba koyduğunuz arabanın içinde kendinizin de bulunduğunu hiç düşünmüyor musunuz, sayın genel müdür?!..

Sizin tabii haberiniz yoktur; koskoca genel müdür filan programın filan sanatçısıyla mı uğraşsın? TV Daire Başkanınızın da tabii haberi yoktur ( koskoca daire başkanı, değil mi?).. Ankara TV Müdürünüzün (program TRT-1’de yayınlanmıştır), program dairenizin, denetim birimlerinizin, bunların da tabii haberleri yoktur. Değil mi? Peki, kimin haberi vardır? İsterseniz söyleyeyim: yapımcının, sunucunun, kameramanların! Ooooh, ne ala memleket! Buyur buradan yak! Hiç ihtiyacınız olmadığı halde (zira siz devletsiniz), son yıllarda içine düştüğünüz “özel kanallarla rekabet” kompleksi içinde, eğlence programlarında “halkın sevdiği” (!) (yani sanattan çok para gücüne dayalı reklam ve kliplerle halkın beyninin yıkandığı) sanatçıları belli bir oran ve çerçevede kullanma eğiliminiz, tabii karşılanabilir belki. Ama Safiye Ayla eğlence programı değil ki! Yetmiş yıl milli kültüre hizmet etmiş bir sanatkar (mesela bir Barbara Streisand, Charles Aznavour veya Domenico Modugno) ölmüş, ardında silinmez izler bırakarak.. Ve siz bir devlet müessesi olarak bu insana olan şükran borcunuzu ödemek için program yapıyor, bu programa da çekim mekanı olarak bir saray bahçesi dekorunu değil, pis kokulu bir kanalizasyon çukurunu seçiyorsunuz!

Zevkinizin-kültürünüzün-memlekete sevginizin o kadar hayranıyım ki sayın TRT televizyoncuları, size Safiye Ayla adına, bildiğim bütün güzel duaları okumaktan kendimi alamıyorum!.. (21 Mart 1998)

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.