Küçük İmam ( ? -1674)
Asıl adı Mehmed olan ve mûsiki literatürümüzde “Küçük İmam” sıfatı ile tanınan bu bestekârımızın doğum tarihi bilmiyoruz. Sultan IV. Mehmed (1648-1687) dönemi bestekârlarındandır. Hakkında bildiğimiz ve edindiğimiz bilgi, hemen hemen Atrabü’l-Âsar’da verilen bilgilere dayanıyor. Elde bulunan eserlerinin güzelliği, çeşitli kaynaklarda bulunan beş yüzden çok eseri, Itri gibi bir dâhinin onun ölümüne tarih düşürmesi değerli bir şahsiyet olduğunu doğruluyor. Küçük İmam İstanbul’ludur. Eminönü’ndeki Valide Câmii’nde na’than ve imamdı. Esad Efendi kendisini bizzat tanımış ve dinlemiş bir kimsedir. Nitekim onu bestekâr olarak çok över, eserlerindeki orjinaliteye değinir; mûsikide “ilmi ve ameli olarak çok hüner sahibidir” der. Ayrıca eserlerindeki güzelliğin “imam-ı fen” sıfatını almasına sebep olduğunu ekler; sesinin güzelliğini anlata anlata bitiremez. Bestekârımızın 1674 yılında öldüğünü, Buhûri-zâde Mustafa Itri Efendi’nin şu şiirinden anlıyoruz:
Bülbül-i bağ-ı Cihan yâni İmam-ı Kûçek
İdicek azm-i bekâ âlemine firkat saldı
İrüp âvâze-i fevti feleğe gûş idicek
Sazını girye ile Zühre zemine çaldı.
Çünki oldu dem-i nakli şeb-i ıyd-i adhâ
Mürg-i cânı umarız bahr-i necâta daldı
Fevtin anın göricek Itri didi tarihin
Ah cemiyet-i yâran imamsız kaldı
(H.1085)
Kâr, murabba, nakış, şarkı, ilâhi gibi formlarda dini ve dindışı eserlerinin sayısı beş yüzü bulur. Aynı zamanda çağının çok ünlü bir hanendesiydi. Bunun için Esad Efendi, “merhale-i duhûr ve âsardan güzer etmiş değildir” diyor. Çok güzel ustalıklı “geçki” tekniğini bilen Küçük İmam’ın pek çok eseri notasızlık yüzünden hâfızalardan silinerek unutulup gitmiştir. Bize kadar gelen birkaç eserinin arasında bayati makamındaki “Sinede her gamze-i şimşirden bir yâre var” güfteli bestesi en güzel eseri sayılır.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.