Esendere Kültür ve Sanat Derneği

Sözlük I

10.09.2017
1.965
Sözlük I

Cinuçen Tanrıkorur’un “Biraz da Müzik” adlı kitabından alıntıdır

Okumak deyince hep kitabı düşünürüm nedense. Gazete -dergi de okunur vâkıa, ama –kültür geriliği ve seks eğitimsizliği içindeki toplumları bu zaaflarından yakalayıp- sürümleri uydurma alt yazılı çıplak kadın resimlerine bağlayan bazı “büyük” gazeteler için, herhalde “bakmak” fiili okumak’tan çok daha uygun olsa gerektir. Bir zamanlar çıkan TAN bunun tipik örneğiydi: Kadıköy vapurunda çoluk çocuk herkesin gözü, karşısındakinin gazetesindeki çıplak kadınlarda olurdu. Evet, okumak deyince kitap, ‘kitap deyince de “Ne tür bir kitap?” konusu çıkıyor ortaya. Roman-hikaye-şiir-araştırma-gezi notları-ders kitabı vb. türler içinde, çocukluğundan beri en çok ilgimi çekmiş olan tür nedir, biliyor musunuz? Kitap türleri arasında sayılmadığı için garipseyebilirsiniz belki ama sözlük! Sözlük karıştırma sevdasına tutulduğum ilk zamanlardan beri başıma hemen daimâ aynı şey gelmiştir; ilk kelimeye bakmak için sözlüğü açmamdan 15-20 dakika sonra, “Peki ben neye bakacaktım?” diye kendime soruşum! Çocukların bazen farkında olmadan tırnaklarını da yiyerek Tommiks, Teksas okumalarındaki doyumsuz heyecenla kelimeler daldığım zaman, bilmediğim yığınla söz ve kavramın cazibesi altında, bakacağım esas kelimeyi unutmamdan daha tabii ne olabilirdi?.. Sözlük karıştırma merakımın, yabancı dil öğrenmeye başladığım küçük yaşlarımda mecburiyetten tutkuya dönüşmüş olabileceği açıktır. Ama böyle bir mecburiyet söz konusu olmasa dahi, sözlük karıştırmanın insanın kendi anadilini öğrenmesinde çok, ama çok büyük faydası olduğuna inanıyorum. Hiç unutmam, 13-14 yaşlarımda ya var, ya yoktum. Babamın dostlarından rahmetli Cemaleddin Server Revnakoğlu bir gün bana “Söyle bakalım evlat, demişti, “hayatta olan, yaşayan”a ne derler?” Sözlük (ve bu arada Osmanlıca) konusuna büyük merakıma rağmen, “berhayat”ı bilememiş olmaktan öyle utanmıştım ki! “Muammer” in “uzun ömürlü” olduğunu da rahmetli üstaddan yien o yaşlarımda öğrenmiştim.

Gelin görün ki milli eğitimimiz bu çok önemli konuya hiç değer vermemiş, çocuklarımızın kelime dağarcığının iki-üçyüz kelimeyle sınırlı kalmasına sebep olmuştur. Dünya ülkelerin arasında bizim kadar az sözlüğü olan, sözlüğe bu kadar az önem veren, bu yüzden de evlerinde sözlük bulunmayan ailelerin ezici çoğunlukta olduğu ülke herhalde pek azdır. Bilirsiniz, çocuk bilmediği kelimeyi anne ve babasına sorma alışkanlığındadır; onlar da “Bana sorma, sözlüğe bak” diyemezler, çünkü evde sözlük (veya doğru-dürüst bir sözlük) yoktur. Batılı ülkelerin çok çeşitli tür ve boyda, kağıt ve baskı özelliklerine sahip tek dilli (anadil için) veya çift dilli (anadilden yabancı dile veya yabancı dilden öbürüne) gündelik, turistik, teknik, ansiklopedik, deyimlerle ilgili veya etimolojik (kelime kök bilgisi veren) sözlüklerine karşılık; bizim kültür dairemizde de Kaşgarlı Mahmud’un Türk dilinin ilk büyük sözlüğü olarak yazdığı, Kilisli Muallim Rif’at Bilge’nin de dilimize kazandırdığı ‘Divân-ı Lûgati-t Türk’le ‘İbni Mühenna Lûgati’nden bu yana, Şemseddin Sami’nin ‘Ka’mus-i Türki’si, Muallim Naci’nin Lûgat’i, H.Kâzım Kadri’nin Büyük Türk Lûgat’ı, daha yenice zamanlarda ise İ.Alâaddin Göksa’nın Türkçe Lûgat’ı, Ferid Devellioğlu ve M.Nihat Özon’un Osmanlıca Sözlük’leri. Türk Dil Kurumu’nun, ayrıca Hayat’ın Türkçe Sözlük’ü müstesna bir çalışma olan O.Zeki Pakalın’ın ‘Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü’ ile Tahir-ül Mevlevi’nin ‘Edebiyat Lûgati’, M.Ragıp Gazimihal’in 1960 tarihli Musiki Sözlüğü ve bu arada İbrahim Mİnnetoğlu’nun Türkçe Deyimler ve Atasözleri gibi çalışmaları yayımlamıştır. Yine de, bir Britannica, Paris Konservatuarının 1922’de yayımladığı 5 ciltlik bir Encyclopedie de la Musique, hatta Larousse yayınevinin 1957 tarihli Larousse de la Musique’i ayarında dahi bir sözlüğümüz olmaması üzücüdür. Ayrıca, sayıca çok az olan bizdeki çalışmalar, bir de üstelik çok az sayıda basılıp tükenip yeni baskıları yapılmayınca, halkın geniş ölçüde istifadesi diye bir şey söz konusu olamamaktadır . (15 Mayıs 1999)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.