Esendere Kültür ve Sanat Derneği

Reşat Aysu (1910-1999)

29.06.2017
9.091
Reşat Aysu (1910-1999)

Mehmet Reşat Aysu, verdiği eserlerle Türk Musikisine yepyeni bir hava ve canlılık getiren Mehmet Reşat Aysu, 1910 yılında İstanbul’da doğmuştur. Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğudur. Birinci Cihan Savaşı yıllarında henüz beş yaşlarında iken; birer hafta ara ile anne ve babasını kaybetmiş, bir müddet büyükannesinin ve ağabeylerinin yanında kaldıktan sonra, Darüşşafaka Lisesi’ne girmiştir.1932 yılında bu okuldan mezun olan Reşat Aysu, aynı yıl Ankara’da kurulan Ziraat Fakültesi’ne girmek için müracaat etmiş, Gazi Orman Çiftliği’nde bir yıl staj gördükten sonra okula kabul edilmiş ve 1936’da Fakülteyi bitirerek Ziraat Yüksek Mühendisi olmuştur. Memuriyete 1937 yılında Bursa’da başlamıştır. 1938’de Ankara Irmak Fidanlığında Müdür Muavini olarak vazifede bulunmuş, bir yıl sonra Sivas’ın Yıldızeli kazasına atanmış ve 1941’de İzmir-Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü’ne tayin edilerek emeklilik yılı olan 1969’a kadar Bornova’da çalışmıştır.

Reşat Aysu, fertlerinin tümü müzisyen olan bir aileden gelmektedir. Tekirdağ Belediyesi’ndeki memuriyetinin yanı sıra klarnet çalan ve Belediye Bandosunun Şefliği’ni yapan babasının yanı sıra, büyük ağabeyi trambon, ortancası klarnet, küçüğü bateri ve basso, ablası ud, kızkardeşi de keman ve ud çalarmış. Kendisi ise, Batı tekniği ile keman çalmaktadır. Fertlerinin tümü müzisyen olan bir aileden gelmesi, Reşat Aysu’yu da musikiye itmiştir.

Notayı kendi kendine, hiç kimseden ders almadan öğrenmiştir. Bunu şöyle anlatmaktadır:

-“Notayı Darüşşafaka’da iken, Bimen Şen’in “Çamlar altında uzattı, desti nazı bir peri” güfteli Saba şarkının bir çok kereler, tek başına tekrar ederek öğrenmiştim. Kemanı da kimseden ders almadan öğrendim.Boş zamanlarımda okuldaki sıraların üzerine iki çivi çakarak, bunlardan birine bir çelik tel bağlar ve bir ucunu da elimle idare ederek, öğrendiğimiz marşları çıkarmaya çalışırdım.”

Bir gün gene bir boş vaktinde sıranın üzerine çaktığı tel ile melodiler çıkartmaya uğraşırken , odaya elinde kemanla bir arkadaşı girmiş, kemanı Reşat Aysu’ya uzatmıştır.Eline ilk defa keman almanın heyecanı ile, akordu olup olmadığını bile bilmeden çalmaya çalışan küçük Reşat birkaç dakika içerisinde bu sazdan bazı şarkıları ve marşları çalmayı başarmış, bu olay arkadaşları arasında hemen yayılarak önce müzik hocaları Zekai Dede Zade Ahmet Irsoy’a, sonra da okulun müdürü merhum Ali Kami Akyüz Bey’e kadar yansımıştır. Reşat Aysu o günden sonra okulun en gözde öğrencilerinden biridir.Reşat Aysu, Darüşşafaka’daki musiki hayatı hakkında şöyle demektedir:

-“Darüşşafaka’da her konuda, özellikle müzik konusunda feyzaldım. Okulun müzik hocası Zekai Dede Zade Ahmet Bey, sesimin güzelliğini ve müziğe karşı istidadını görerek, beni korosuna aldı. Bu koroda 3-4 yıl kadar çalıştım. Önce Zekai Dede’nin Hicazkar, Suzinak, Hisarbuselik bestelerini, İsmail Dede’nin bazı eserlerini öğrendim. Daha sonra da diğer büyük bestecilerin çeşitli makamlardan besteledikleri eserlerini geçtim.”

Daha sonraki yıllarda Batı’nın tanınmış keman virtüözlerinin plaklarını elde eden Reşat Aysu, bunları dinlemek ve Alafranga keman metodlarından çalışmak sureti ile kemanı batı tekniği ile çalmaya başlamış, yalnızca Türk Musikisi sınırları içerisinde kalmak istemediğinden, Batı musikisi ile de ilgilenmiş ve hiç kimseden ders almadan, bu musikinin armoni, kontrpuan gibi teknik yönlerini orkestra için eserler besteleyebilecek derecede öğrenmiştir.

Rakım Elkutlu’nun eserlerini ölümden kurtararak notaya alan Reşat Aysu’dur. Karcığar Ayini Şerif de dahil olmak üzere, merhumun 65 kadar eserini notaya alarak unutulmaktan kurtarmıştır. Bunlar arasında, Visali yar ile mest ol, Ne bahar kaldı ne gül, Susmuş gece her yer sizi dinlerdi gibi tanınmış şarkılar sayılabilir.

Radyolarımızda Rakım Elkutlu’ya ait olarak, anons edilen “Mümkün mü unutmak” güfteli nihavend şarkının besteleniş hikayesini Reşat Aysu şöyle anlatmaktadır:

-“1945 yılı Temmuz’unda bir gün, hoca ile Hisar Camiinin avlusunda oturmuş sohbet ediyorduk,.Bir zat geldi ve selam vererek yanımıza oturdu. Sonradan adının Rıfat Moralı olduğunu öğrendiğim bu zat, hocaya bir güfte verdi. Hoca okudu ve cebine koydu. Bana da lütfeder misiniz? Dedim ve ben de aldım. Güfte, Mümkün mü unutmak güzelim, neydi o akşam, sözleri ile başlıyordu.

Ben Bornova’da oturuyordum. Ertesi sabah müesseseye gittim. Mesleğim icabı sabahleyin bağ ve bahçelerdeki meyve ağaçlarında inceleme yaparken aklımda olan güfteyi Nihavend makamında ve aksak usulünde besteledim. Birgün sonra hocayı görmeye gittiğimde, ona da okudum. Birkaç gün sonra hocayı tekrar gördüğümde, aynı güfteyi bestelediğini ve notaya almamı istediğini söyledi. Dediğini yaptım. Benimkinden alınmış bir çok batotalar vardı. Müsaade eder misiniz, ben bunu düzenliyeyim? Dedim.Sevindi… Zemine, nakarata geçiş aranağmesine, nakarat sonlarına ve meyanın tamamına benim bestemdeki melodileri koydum. Bugün okunan şarkı, böyle meydana geldi. Eseri, Münir Nureddin Bey plağa okuyunca işitenler, Hoca smokin giymiş dediler.

Merhum Rakım Elkutlu, eserlerine ilaveler yapmama, değiştirmelerime hiç kızmaz, bilakis sevinirdi.”

Reşat Aysu 1945 senesinde Rakım Elkutlu ile birlikte İzmir Türk Musikisi Cemiyeti’ni kurmuşlar. Aysu burada tek başına üç sene hocalık etmiş, her ay konserler vermiş ve Mualla Kılıç, Selahaddin Özgü, Mükerrem Baydan, Özer Uçar, merhum Kerim İleri gibi birçok öğrenciler yetiştirmiştir.

Tenor olan sesinin güzelliği için Prof.Lilihanthal, “Bu genç, Türkiye için bir kayıptır. Dünya çapında bir tenor ve kompozitör olabilirdi” demiştir. Türk Musikisinin yanı sıra, Batı müziği ile de ilgilenen Reşat Aysu 1947 yılında Madam Amati yönetiminde İzmir’de kurulan Şehir Orkestrası’nda I. Ve II. Keman olarak çalışmış, Beethoven, Mozart, Lizst ve Boccherini gibi bestecilerin eserlerinden derlenen konserler vermişlerdir.

Asıl mesleği ile ilgili çalışmaları nedeni ile, musiki Reşat Aysu için yalnızca bestecilik alanında kalmıştır. Fakat dudaklarından bir an bile eksilmeyen ıslığı, onu her an musikinin içerisinde yaşatmıştır.

Reşat Aysu, hem Türk hem de Batı musikisinin çeşitli formlarında eserler vermiş büyük bir bestekardır. Çok parlak ve yüksek kalitede eserler vermesinde güçlü bestecilik yeteneğinin yanı sıra, çok iyi nota bilmesi ve ilk kez dinlediği bir eseri hiçbir saza ihtiyaç göstermeksizin notaya alabilmesinin büyük katkısı vardır.

Reşat Aysu’nun en önemli eserleri, hiç şüphesiz bestelediği saz semaileri ve peşrevlerdir. Bu eserlerin tümü, Türk musikisi usulleri ile bestelenmiştir. Fakat melodiler, alışılmışların dışındadır ve bestekarın, uzun yıllar üzerlerinde çalıştığı Türk ve Batı musikilerinin bir sentezidir. Reşat Aysu’nun eserlerinin ilk icracısı Erol Sayan’ın deyimi ile bu eserler, çağımızın çok ilerisindedir. Gerek bilinen melodilerden bir tek motif bile taşımamaları, gerekse özellikle dördüncü hanelerinde bestekarın kendine mahsus tavrını tam olarak aksettiren Saz Semaileri, Türk Musikisinde ait oldukları makamlardan bestelenmişlerin içerisinde en kıymetlileridir.

Reşat Aysu, ilki 1943 senesinde olmak üzere, günümüze kadar 24 saz semaisi bestelemiştir. Mesleği ile ilgili gezileri sırasında, Almanya’da iken yaptığı Nihavend’i ve İspanya’da bestelediği Kürdilihicazkar bunların en tanınmışlarıdır ve orkestra ile çalınabilecek yapıdadırlar. Fakat bu eserler gençlerimiz arasında, genellikle zor eserleri yenme arzusu bulunmadığından olacak, çok sık çalınmamaktadır. Özellikle bestecinin kendi tavrına mahsus geniş entervalli melodiler, hızlı icra edilmeleri gereken motifler, bilhassa dördüncü hanelerde, Türk musikisi mensuplarınca ilk kez bu eserlerde rastlanan güç fakat çok güzel variyasyonlar bulunması gibi nedenlerle, gençlerimiz bu eserlerin üzerine eğilmemekte, yalnızca çok güzel eserler olduklarını söylemekle yetinmektedirler.

Dileğimiz, bu eserleri çalabilecek kapasitede yetenekli icracılarımızın sayısının kısa zamanda artması ve eserlerin bütün yurda yayılması için çalışmalarda bulunulmasıdır.

Murat Bardakçı’nın, Türk Musikisi Bestekarlar Külliyatı’ndaki yazısından alınmıştır.

Güler yüzlülüğü, neşeli yaşantısı ve hoşsohbetliliği ile dostları ve müzik alemince çok sevilen Reşat Aysu, 1958 yılında Ege Üniversitesi’nde bir Türk müziği korosu kurmuş 1988 yılından itibaren Üniversiteye bağlı Devlet Konservatuarı’nda uzun yıllar hocalık yapmıştır. Henüz on bir yaşındayken bestelediği “La Reve” isimli senfonik parçadan başka tango, fokstrot, lied, marş gibi batı müziği formlarında besteler yapan Reşat Aysu, 1943 yılında saz eserleri bestelemeye başladı. Peşrev, saz semaisi, şarkı, oyun havası gibi Türk müziği formları da dahil olmak üzere üç yüzü aşkın eser besteleyen sanatkar özellikle saz semaileri ile çok ünlü oldu.

Beria Aysu ile evliliğinden Emre, Yalvaç ve Soner isimli üç oğlu olan Reşat Aysu 13 Ekim 1999’da vefat ederek izmir’de toprağa verildi.

Nihavend Saz Semaisi

Kurdilihicazkar Tukenmez Dertler Actim Garib Dertsiz Basima

Makamsiz O Taptigim Gozlerde Beni Bulamiyorum

Hicaz Uzat Bana Ellerini

Muhayyerkurdi Bu Bir Ask Sarkisidir

Karcigar Saz Semaisi

Buselik Pesrev

Hicaz Yildizlar Sacilmis Inciler Gibi

Nihavend Oyle Alistim Ki Sevgilim Sana

Nihavend Sevdami Yesil Gozlerin Nuru Yaratti

Mahur Saz Semaisi Iii

Kurdilihicazkar Pesrev

Rast Pesrev

Ferahfeza Saz Semaisi

Huzzam Sana Nasil Bagliyim Ben

Bayati Kader Boyle Yazilmis Degismez Silemezsin

Rast Benim Guzel Bulbulum

Sedaraban Pesrev

Acemasiran Pesrev

Suzidil Saz Semaisi

Huseyni Dogru Mu Sozlerin Ariyor Musun

Nisaburek O Atesli Gogsunu Esen Ruzgara Ver De

Sedaraban Saz Semaisi I

Nisaburek Yosun Gozlum Don Bana

Nisaburek Onu Cilgin Gibi Sevdim

Huseyni Hic Revami Inlesin Askinla Hep Solsun Gonul

Kurdilihicazkar Saz Semaisi

Nihavend Geceleri Kaleden Izmir In Isiklari

Ussak Aski Bende Taniyan Kalbini Veren Kadin

Sultaniyegah Saz Semaisi

Huseyni Omrum Bu Hazan Mevsimi Hep

Huzzam El Ele Goz Goze Gonul Gonule

Huzzam Aklimi Basimdan Aldin Da Guzel

Yegah Saz Semaisi

Suzinak Seviyordum Onu Ruhumda Kanarken Yaralar

Ferahnak Saz Semaisi

Segah Saz Semaisi

Muhayyerkurdi Saz Semaisi

Hicaz Seviyorsan Sevgilim Seviyorum De Bana

Sehnaz Saz Semaisi

Kurdilihicazkar Sevdim Diyemem Yalan Soylerim

Segah Ne Sekerde Ne Balda

Segah Anlat Bana Gul Goncasi Gordumu Dikensiz

Sultaniyegah Pesrev

Cargah Saz Semaisi

Rast Senin Askinla Acar Sevgili Gonlumde Bahar

Ussak Gurup Vakti çeşmede Sevgililer Goz Goze

Makamsiz Kac Geceler Yanmisim Ben Beni Bilmeden

Hicaz Saz Semaisi

Nikriz Saz Semaisi

Nihavend Tango

Ferahnak Pesrev

Muhayyerkurdi Pesrev

Cargah Pesrev

Mahur Kalbinden Kalbime Akan Bir Sesti

Mahur Saz Semaisi Ii

Kurdilihicazkar Yillar Sonra Belki Sen Pismanlik Duyacaksin

Nihavend Gonlumle Oturdumda Huzunlendim O Yerde

Sultaniyegah Longa

Hicaz Pesrev

Rast Elveda Deme Sakin

Buselik Cenaze Marsi

Sedaraban Saz Semaisi Ii

Buselik Saz Semaisi

Nisaburek Elin Dert Gormesin

Nisaburek Sevilmek Oksanmak Istemiyorsun

Mahur Saz Semaisi I

Hicazkar Saz Semaisi

Nihavend Sarisinin Bir Baska Esmerin Doymaz Aska

Nisaburek Saz Semaisi

Huzzam Doktugun Gozyasi Ne Bu Hickiriklar Nicin

Acemkurdi Saz Semaisi

Hisarbuselik Saz Semaisi

Muhayyer Ince Boynunu Bukerken

Rast Saz Semaisi

Nihavend Pesrev

Acemasiran Saz Semaisi

Sehnazbuselik Saz Semaisi

Nihavend Bir Sonbahar Aksami Sahillerdeyim

Hicaz Bu Sarki Senin Icin Gonulden Kopup Geldi

Sultaniyegah Izmir Aksamlari

Rast Tukenmez Dertler Actim Garib Dertsiz Basima

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.