Kanun(-i)-II
Cinuçen Tanrıkorur’un “Biraz da Müzik” adlı kitabından alıntıdır
Geçen yazıda Kanun sazımızın tanıtımına başlamış, hacminden dolayı konuyu bitirememiştik. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kanunun her bir perdesi, tek ses verecek kadar kusursuz şekilde kaynaştırılmış, tiz bölgeye doğru çapları incelen üçer naylon telden oluşur. Bu sebeple, 24’lü kanunların 3×24= 72 teli, üç oktavı aşan 26’lı kanunların ise 3×26=78 teli vardır. Bu tellerin akordu da , 24’lü kanunlarda Kaba Yegah’tan (en kalın Re/piyanoda La1) Tiz Acem’e (en ince Fa/piyanoda Do 5); 26’lı kanunlarda ise Kaba Yegah’tan Tiz Muhayyer’e (en ince La/piyanoda Mi 5) kadar, yaklaşık 3.5 oktavdır. Tellerin kalınlığı ise, inceden kalına doğru, Tiz Muhayyer’den Tiz Hüseyni’ye 0.60, Tiz Neva’dan Muhayyer’e 0.70, Gerdaniye’den Neva’ya 0.80, Çargah’tan Rast’a 0.90, Acemaşiran’dan Kaba Çargah’a 1.0, Kaba Buselik ile Kaba Dügah 1.10, Kaba Rast ile Kaba Acemaşiran 1.20, Kaba Hüseyni Aşiran ile Kaba Yegah da (son tel, en kalın Re) 1.30 mm çapındadaır. Eskiden barsak olan teller zamanla naylona dönüşmüştür. İcracıların en çok tercih ettiği tellerse, Amerikan malı Dupont marka olanlardır. Kanun tellerini akort etmek için pirinçten dökme, içi burguların kesidine uygun olarak kare, tutup döndürülecek başlığı işlemeli bir akort anahtarı kullanılır. İcra sırasında anahtar burgulardan birinin üzerinde, çalınmadığı zamanlarda ise mızrapla birlikte bir küçük çantada muhafaza edilir.
Kanun 0.6 mm et kalınlığı ve 1-1.5 cm genişliğindeki gümüş yüksüklerle işaret parmaklarının alt kısmına tesbit edilen, bağa’dan yapılmış, et kalınlığı 0.5-0.9 mm, eni 8, boyu 50mm parlatılmış mızraplarla, tellere üst ve alttan vurularak çalınır. Sazın göğsünde, kasa içindeki sesin dışarıya daha güzel çıkmasının sağlayan, üçü köşelerde büyük, üçü de yanlarda bunların arasında olmak üzere etrafı filetolu 6 adet işlemeli kafes vardır. Kenar suları ise iki renkli kaplama veya 1.5 mm masif ağaçtan kıl testereyle kesilip erkek-dişi geçmeli olarak yapılır.Bölmeleri filetolu olan derili kısmın dış tarafında , eşikten atlayıp burgulara ulaşacak olan tellerin ucunun kalın düğümle bağlandığı kanalı örten ve kızak içinde çalışan, aynı şekilde su deseniyle süslenmiş ince bir ağaç vardır ki adına sürgü denir. Peki 4 kg ağırlığındaki bu heybetli saz acaba nasıl taşınır? Burgu tahtasının sivri ucu, kemen sapındaki gibi (tabii çok daha iri) oyma bir salyangoz’la bitirilir ve saz buradan tutularak taşınır. Kılıfın ise (çantası) gövdesi hafif olsun diye kavaktan yapılıp altı üstü vinylex kaplanır, yamuk kısmına menteşe, ağırlık merkezine de bir sap konur.
Musikimizin mızraplı sazları içinde çın çın öten sesiyle en ‘dişi’si yani en kalabalık topluluklarda dahi kendini duyuran sazı olan Kanun, sabit akortlu ve hazır sesli olması bakımından , çalınması kolay gibi görüne eşsiz bir renk ve melodi sazıdır. Halk arasında ‘Kedi gezinse bir nağme çıkar’ deyiminin yerleşmiş olması bu yüzdendir. Ancak saz hiç de göründüğü gibi kolay değildir. Tel takılırken akort kaynatmak, aktarımlarda mandal eksikliği ve telden tele süzmeler (glisando) sazın ciddi problemleri arasıdadır. Paralel oktavlarda, veya alttaki veya üstteki sesi sabit tutarak, başparmak çarpmaları veya tırnak-mandal kaydırmalarıyla, eller notanın birinci satırındayken gözlerle ikinci satırı okumak ve hızlı parçalarda geçkiler için gereken mandalları zamanından önce (ve çatırtısız) ayarlamak, ayrıca armoni düzenindeki birkaç tele mızrap ve parmaklarla aynı anda vurarak (batı müziği özentisiyle dahi olsa) gitar veya arp tekniğiyle melodiler çalmak, pek kedilerin becerebileceği bir iş değildir.Müzisyenler içinde daha ‘”iyi” denen kanuniler; akort kulağı çok sağlam, makam-usul perde ve geçki bilgileriyle deşifre ve transpozeleri ileri seviyede olan, hangi müzik türünde hangi volümde çalacağını bilen, “içerden” (göğüs ortasından) icranın yumuşaklığı ile eşiğe yakın bölgedeki sert ve madeni sesler arasındaki farkı bilen, ezber repertuarı zengin olan ve refakatte solist takibine önem verenlerdir. Kanun sazımız hakkındaki bu sınırlı yazıyı, saza imzasını atmış eski ve yeni kanun sanatkarlarımızla sazın yapıcılarını anarak bitirelim.
Kanun, ülkemizde Kanuni Ömer Efendi ve Kanuni Hacı Arif Bey gibi iki büyük isimle tanınmıştır. Sonra sırasıyla Âmâ Nazım, Ferid Anlar (ilk Kanun Konçertosunun bestecisi ve icracısı virtüöz), Artaki Candan’la Şeref Hanım gelmişler, onları da refakat virtüözü Vecihe Daryal, Naime Sipahi, Fikret Kutluğ, piyasa tarzının virtüözü Ahmet Yatman, İsmail Şençalar, Mehmet Kutlugün, Nuri Şenneyli, Nevzat Sümer, Cüneyt Kosal, Hüsnü Anıl Rit, Dr.Zekai Süer, Erol Deran, Gültekin Aydoğdu, Ruhi Ayangil (Konçertonun besteciden sonraki ilk icracısı), Tahir Aydoğdu (Konçertonun ikinci icracısı), B.Reha Sağbaş, İhsan Özer, Taner Sayacıoğlu, Halil Karaduman, Ahmet Meter, Göksel Baktagir ve diğer kız-erkek genç kanuniler izlemiştir. Bunların içinde özel uslüp sahibi olup 20.yy. kanun icra sanatının gelişmesine katkıda bulunmuş olan başlıca isimler F.Alnar, V.Daryal, A.Yatman, E.Deran ve H.Karaduman’dır.
Eski üstad Uzunyan’dan sonra, günümüzde Ejder, M.Yücel, Erkin Gündoğdu, Ataç Sevil ve Binay Günay bilinen iyi kanun yapıcıları arasındadır. (4 Eylül 1999)
Henüz yorum yapılmamış.