Sultan I.Mahmud ( ? )
Amcası Sultan II.Mustafa’nın tahttan indirilişinden sonra (1695) yedi yaşında kafes hayatına girdi. 1730 yılında hükümdar oluncaya kadar bütün vaktini şiir, mûsiki, hat ve hakkâklık gibi güzel sanatların dört koluna hasretti. Özellikle mûsiki sanatında mükemmel bir seviyeye ulaştı. İyi bir bestekâr ve usta bir tanburi idi. Aynı zamanda sarayda cariyelere mûsiki hocalığı yapardı. Zarif şiirler ve ilâhiler söyleyen bir şâirdi. O dönemin olaylarına tanık olan “Mir’atü’t Tevârih-Takvimü’t-Tevârih Zeyli” sahibi Şamdani-zâde Süleyman Efendi adı geçen eserinde,
“Tuğ-i şâhi mi desem zülfüne, şebboy mu desem?” matlalı olan bir şiiri ile,
“Sahba-yi lâli neşve-i candır ol âfetin” mısraı ile başlayan bir başka şiirini bestekâr cariyelerin bestelediğini yazıyor. Şeyhülislâm Esad Efendi, zaman zaman huzûra çıkarak bestelerini ve diğer eserlerini pâdişaha okur takdir görürmüş.
Eserleri dikkatle dinler, beğenirse bestekârı taltif eder, bazı makamların benzerliklerini, inceliklerini görerek hatâları gösterirmiş. Bu sanatkâr pâdişahın tam aksine ölümünden sonra tahta geçen Sultan III.Osman, yukarıda da belirttiğimiz gibi, mûsikimiz açısından bu olumlu dönemi sonra erdirmiş, saray mûsikişinaslarını saraydan çıkartarak dağıtmıştır.
Çeşitli mûsiki ansiklopedilerinde ve mûsiki ile ilgili bazı eserlerde bu pâdişah adına çeşitli saz eserleri kayıtlıdır. TRT Müzik Dairesi Başkanlığında bulunan çeşitli koleksiyonlarda yaptığımız incelemelerde Sultan I.Mahmud adına kayıtlı hayli eseri tespit ettik. Bütün bunlardan kudretli bir bestekâr olduğu anlaşılıyor. Buna karşılık sözlü eserine rastlayamadık.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.