Ârif Mehmed Ağa ( ? -1800)
Küçük Mehmed Ağa tespit edilemeyen bir tarihte İstanbul’da doğdu. Erken yaşlarında Enderun’a alınarak sanatını burada geliştirdi. Enderun gelenekleri çerçevesinde düzenli bir şekilde terfi ederek Sultan III.Selim’in muhasipliğine kadar yükseldi. Sarayda yapılan “Küme” fasıllarında “Serhanende” olarak görev yaptı. Eski güfte mecmualarında ve başka kaynaklarda yüz kadar eserinin sözleri bildirilmişse de bu eserlerden günümüze kırk-kırk iki kadarı gelebilmiştir. Bu bestelerin altısı saz, diğerleri söz eserleridir. Elde bir belge bulunmamakla birlikte, saz eseri bestelediğine göre bir saz çalmış olması muhtemeldir. Daha çok söz eserleri ile ünlüdür ve bu eserlerinde başarılıdır. Bestekarın uslubu çok sağlam ve mükemmeldir. Hepsi de klasik repertuarımızın seçkin eserleri arasındadır. “Hacı Sadullah Ağa, Abdülhalim Ağa, Vardokosta Ahmed Ağa gibi o devrin belli başlıları arasında pek değerli ve önemli bir yeri vardır. Klasik mektebin bu tür geleneklerini, özelliklerinin iyice öğrenmiş, kavramış olan bu bestekarımızın bilhassa evcara makamındaki eserlerinde ses örneklerinin renkleri arasında bazen durgunlaşan, bazen şuhlaşan lirizmi bu bestelerin en parlak, en karakteristik hususlarıdır.” Bilhassa evcara ve suzinak makamlarının gelişmesine yardımcı olmuş, bu iki makamın seyir ve hareketine asil bir karakter getirmiş, Dede Efendi ile en güzel örneklerini bestelemiştir.
Başka makamlardan da çok ustalıklı eserler bestelemiştir. Zavil makamındaki Ağır semaisi bunlardan biridir. Eserlerinde genellikle insanı çeken, içlendiren bir duygu güzelliği hakimdir.
Evcara makamından “Gelince hatt-ı mu’anber o meh cemalimize” güfteli birinci beste, “Kamet-i mevzunu kim mısra-i bercestedir” güfteli ikinci beste yine aynı makamdan “Sakiyi çekemem vaz-ı zarifhaneyi boş ko” güfteli nakış yürük semaisi en parlak eserleri arasındadır. Bu eserlerle birlikte beste, ağır semai, nakış semai, nakış yürük semai olmak üzere otuzaltı söz eseri, muhtelif makamlardan sekiz peşrev ve saz semaisi günümüze gelebilmiştir.
Küçük Mehmed Ağa’nın XIX.yüzyıl başında, takriben 1800 yıllarında İstanbul’da öldüğü sanılıyor.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Acembuselik Dagi Elemi Askimiz Afaka Nihandir
Pesendide Ne Zaman Ol Gozu Mestane Gelir Hatirima
Isfahanek Bir Ben Gibi Ol Afete Uftade Mi Vardir
Suzinak Kapilir Her Goren Ol Suhi
Sabazemzeme Yetiski Ey Dili Suride Cana Can Katalim
Tahirbuselik Basima Dondukce Bezmi Meyde Minalar Benim
Evcara Kameti Mevzunu Ki Bir Misrai Bercestedir
Tahirbuselik Desti Sakiden Cekip
Muhayyersunbule Cam I Emelim Badei Lalinle Dolunca
Sehnaz Sanma Kim Leyle I Zulfun Elemi Badi Heva
Canfeza Alsam Agusuma Bir Sep O Mehi Hale Gibi
Suzinak Ey Dil Hevesi Vuslati Canan Sana Dusmez
Sabazemzeme Ebrusuna Vesme Ruhuna Gaze Mi Cekmis
Suzinak Ruzu Seb Ah Eylemekten Caki Cak Oldum Yeter
Acembuselik Lutfeyle Buyur Meclise Eyyamı Vefadır
Zavil Bulunmaz Nev Civansin Hemdemi Ayarsin Hayfa
Dilkeshaveran Yuzun Ac Mehi Nev Talat
Dilkeshaveran Hali Ruhsarina Necmi Seher Ulker Mi Desem
Evcara Kimin Meftunu Oldun Ey Peri Ruyim Nihan Soyle
Sultaniirak Cudayim Gulseni Kayinden
Acembuselik Sayezedan Servi Sehi Dus I Nihan
Evcara Saki Cekemem Vazi Zarifaneyi
Nevabuselik Ne Gami Cevre Ne Lutfi Kahe
Sultaniirak Gorse Idemez Dil Seni
Evcara Gelince Hatti Muanber O Meh Cemalimize
Henüz yorum yapılmamış.