Rakım Elkutlu (1869-1948)
Rakım Elkutlu 1869 yılında İzmir’de doğdu. Babası İzmir’in tanınmış ailelerinden Hisar Câmii imam ve hatîbi Şuayib Efendi, annesi Sıdıka Hanım’dır. İlkokulu mahallesinde bitirdikten sonra, orta öğrenimini İzmir İdadisi’nde tamamladı. Amcası mevlevi şeyhi Emin Dede’den ve Zağralı müderris İsmail Efendi’den İslâmi ilimler öğrendi.Babasının 1892’de ölümü üzerine Hisar Câmii imamlığına tayin edilerek ölünceye kadar bu görevde kaldı. İzmir’in kurtuluşundan sonra Adliye’de memur olarak çalıştıysa da bu görevde fazla kalmadı. Uzun yıllar “İzmir Mûsikî Cemiyeti”nin başkanlığını da yapmıştır.
Ömrünün son yıllarını pek sağlıklı geçirmeyen Rakım Hoca, bir ara tedavi için İstanbul’a gelmiş, yakınlarının ve dostlarının aracılığı ile bir hastahaneye yatırılmıştı. 4 Aralık 1948 tarihinde İzmir’de vefat etti. Yaşadığı sürece maddî sıkıntı çekmediği söylenir. Yeğenleri, İzmir’in mûsikî severleri, ünlü ses sanatkârlarımızdan Safiye Ayla, Perihan Sözeri, Sabite Tur’dan ilgi ve yakınlık gördü. Yirmi yaşında iken evlendiği ilk eşi Nadire Hanım’dan oğlu Şuayib dünyaya geldi. Nadire Hanım’ın ölümünden sonra evlendiği ikinci eşi Sıdıka Hanım’dan çocuğu olmadı ve kısa süre sonra ayrıldılar. Bundan sonra evlenmedi;ömrünü oğlunun ve yeğenlerinin yanında tamamladı.
Rakım Hoca da her ünlü mûsikîşinasımız gibi mûsikî çalışmalarına çok erken, daha yedi yaşında iken amcası Emin Efendi’den meşk ederek başladı. Hepsi bu tarikata mensub olan aile büyükleri ile mevlevihânede yapılan âyinlere katılarak mûsikîmizi tanımağa çalıştı. Bundan dolayı dinî mûsıkîmizi ve mevleviliği iyi bildiği için daha sonraki yıllarda kudümzenbaşı oldu. Onun gençlik yıllarında ünlü bestekâr ve tanburî Ali Efendi İzmir’de bulunuyordu. Ali Efendi’den başka Santo Şikari ile Zekâi Dede’nin çıraklarından Aziz Efendi de İzmir’deydi. Rakım Hoca yirmi bir yaşından itibaren bu üç ustadan çok yararlandı. Ali Efendi’den beş, Santo Şikari’den on yıla yaklaşan bir süre içinde bu sanatın “amelî ve nazarî”inceliklerini öğrendi. İleride gelişecek olan bestekârlık kabiliyeti üzerine bu derslerin büyük yararı oldu.
Kendi ifadesine göre yirmi dört yaşında iken, mevlevihânenin şeyhi Nuri Efendi ile İstanbul’a gelerek Ahmed Irsoy ile tanıştırıldı. Bir âyin sırasında ısrar üzerine Nâ’t-ı Mevlânâ’yı okudu, orada bulunan üstadlarca çok takdir edildi. Tanıyan ve dinleyenlerin anlattığına göre gür ve dik vasıflı bir sesi vardı. Temiz ve etkili bir uslûbla okurdu. Bu özelliği nedeni ile mûsikî çevrelerinde sevilen ve aranan bir hanende olmuştu. İyi usûl bilmesine rağmen nota öğrenmedi. Biraz Ney üfleyen sanatkâr Mevlevilik ve Rifâilik tarikatlerine mensuptu. 1947 yılında İstanbul’da jübilesi yapılmıştı.
Dayısı Nureddin Efendi’nin teşviki ile yirmi yaşında bestekârlığa başladı. İlk eseri, sözleri Abdülhak Hamid’e ait olan “Hayran-ı cemal olmağa cidden emelim var” güfteli Dügâh makamındaki şarkısıdır. Bu eserini ortaya çıkartmaktan çekinerek gizlice arkadaşlarına meşk etmişti. Bir rastlantı sonucu eserini işiten amcası bir mûsikî toplantısında:”Aman efendiler!Dün akşam bir evde çok güzel bir şarkı duydum. Hiç bilmediğim bir şarkı. Acaba sizde var mı ?”deyince , orada bulunanlardan biri yeğeninin eseri olduğunu söyledi, bunun üzerine bilenler eseri okudular ve çok beğenildi. Bu olaydan sonra kendisi ile Santo Şikari ciddi olarak uğraşmıştır.
Çok hızlı beste yaptığını ve şiir seçmekte çok titiz olduğunu, en çok Nahit Hilmi Bey, Orhan Rahmi Gökçe ile yeğeni Adviye Hanım’ın şiirlerini seçtiğini öğrencisi Hüseyin Mayadağ’ın anılarından öğreniyoruz. Yine aynı anılarda Karcığar, Hicazkâr, Kürdili Hicazkâr, Hicaz, Hüzzam, Nihavend, Rast makamlarını çok sevdiği belirtiliyor. Her zaman yakınlarına bestekâr olarak İsmail Dede’yi rehber aldığını, büyük bestekâr olabilmek için her formda eser vermenin gerektiğini söylermiş. Melodik seyir ve beste karakteri bakımından eserlerinin Hacı Ârif Bey, Rifat Bey, Tanburî Ali Efendi’ye benzetebilmeye çalışırmış.
Otuz beş yaşlarında iken dayısı şeyh Nureddin Efendi bir güfte vererek bir âyin bestelemesini istemiş. Âyinin bestesini bir gecede bitirerek ertesi gün tekkede âyinin hazır olduğunu söylemiş. İşi ciddiye almadığını ve baştan savma bir beste yaptığını zanneden dayısı Rakım Hoca’yı kovmuş;fakat yakınlarının ısrarı ile okunmasına razı olmuş. Âyin okunup bittikten sonra çok beğenilerek gönlü alınmış. Karcığar makamından bu âyin, mevlevihâneler kapatılıncaya kadar hemen hemen her dergâhta okunmuş ve Konya Mevlevihânesi’nce de beğenilmiştir.
Rakım Hoca dinî ve dindışı mûsikîmizin Âyin, Durak, İlâhi, Kâr, Beste, Semâi ve Şarkı formunda dört yüz elliye yakın eser vermiştir. Bazı eserlerini de o günlerin zevk ve sanat anlayışına göre bestelemiştir. Bunlardan Şehnaz”Sakîyâ mey sun ki. “, Uşşak “Ey keman ebrû. ..”, Hisar-Aşiran “Ol nihal-i bağ-ı eda. “, Karcığar”Nâz olur dembeste. ..”, güfteli dört Beste ile “Bilmem kime yâhud neye uyduk. ..”, Rast Nakışı ile “O şûha sad safâ. . . “güfteli Hüseyni Kâr’ı büyük formdaki eserlerinin bazılarıdır.
Tanburî Ali Efendi’den sonra İzmir’de mûsikîmizi tanıtan ve mûsikîden anlayan bir çevrenin oluşmasına yardımcı olan 20. yüzyılın en dikkate değer bestekârlarındandır. Son derece esprili bir kişiliği olan Rakım Hoca’ya bir gün, o zamanki değerine göre, ikiyüz bin lirası olursa ne yapacağını sormuşlar, “İlhamım kaçardı”demiş. Öğrencisi bestekâr Hüseyin Mayadağ bir Fransız yazarının “Ne zaman Ankara Radyosu’nu açsam bir kadın ağlar” dediğini nakletmiş;
Rakım Hoca bu söze çok hak vermiş ve eklemiş, :
“… Dünyada kadın ağlamasından daha güzel bir mûsikî olur mu?…”
Dr.Nazmi Özalp –Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Huseyni Muheyya Oldu Meclis Sakiya Peymaneler Donsun
Huzzam Tir I Firkat Goz Goz Ettikce Dil I Bimarını
Nihavend Ben Perisanlikta Buldum Rifati Kakul Gibi
Huzzam Askin Bana Bir Gizli Elem Oldu Guzel Yar
Ussak Silemem Bir Gun Hayalim O Dilber Kadini
Huzzam Bir Yare Kalir Gonlume Her Nazli Guzelden
Hicaz Yuru Ey Bi Vefa Hercai Guzel
Hisarasiran O Nihal Bag I Isve Sana Da Eder Tehammul
Huzzam Bak Gozlerinin Rengi Atesler Gibi Yanmis
Ussak Beyhude Kacirma Gozunu Sevgili Benden
Rast Bilmem Kime Yahut Neye Uyduk Gittik
Kurdilihicazkar Ne Teselli Dagitir
Kurdilihicazkar Demedim Hic Ona Kimsin Ve Nesin Sen
Huzzam Feryadki Hep Gonlumun Devasidir
Tahirbuselik Bakip O Suh Ile Nazu Niyaza Mesk Ederiz
Suzinak Bir Nur I Mucessemdi Cikip Gitti Elimden
Hicaz Gunduzum Karanlik Gecem Uykusuz
Karcigar Bir Gun Seviyor Ertesi Gun Kiskaniyor
Ussak Bir Gun Ne Olur Gel Beni Busenle Sevindir
Saba Askin Ne Guzel Zevkini Surduk
Buselikasiran Coban Kaval Calar Onun Hayati Sairanedir
Buselik Yillar Geciyor Bu Iztirap Hala Dinmedi
Saba Ince Kirpiklerinin Sinede Bin Yaresi Var
Kurdilihicazkar Sazlar Kirilan Gonlumuzun Huznune Inler
Segah Kan Aglatiyor Bezm I Meyin Yad I Hazini
Muhayyer Her Gun Yeni Bir Naz Yaratan
Isfahan Biktinmi Siyah Gozlu Guzel Kiz Elemimden
Ussak Bana Hic Yakismiyor Boyle Intizar Simdi
Ferahfeza Icip Icip De Bu Aksam Seninle Mest Olalim
Karcigar Sevdim Bu Yaz Bir Esmer
Ussak Mahvolup Gitti Umidim Sabrisanim Gibi
Kurdilihicazkar Hayalin Karsisinda Sizlayan Kalbim Yanar Aglar
Ussak Sevda Benim Gozumde Mukaddes Bir Kindi
Sedaraban Mujdeler Gulzara Gul Basmis Kadem
Tahirbuselik Cile I Baht I Siyahim Dolmuyor
Huseyni Cesme Basinda Duran Su Guzel Koylu Kizi
Hicazkar Suslendi Agaclar Cicekle Doldu
Karcigar Meydan I Muhabbetde Gezerken Dil I Seyda
Muhayyer Bir Siyah Cevre Dolasmis Gibi Kirpiklerime
Hicaz Gel Uzme Beni Kaslarini Catma Guzel
Hicaz Cevr I Yare Sabir Buldum Omrum Ahzane Kaldi
Karcigar Bu Handeler Bu Isveler Bu Naz U Istigna
Rast Mujdeler Olsun Size Ya Muminin
Muhayyer Gezdikce Bahceler Sinem Dagitir
Suzidil Ruzgar Ne Fisildar Ve O Camlarda Ne Anlar
Bayati Ne Bahar Kaldi Ne Gul Ne De Bulbul Sesi Var
Karcigar Atesiyle Yaniyorken Yuregim
Sehnaz O Vefasiz Guzelin Sozlerine Aldandim
Ussak Bahcem Yine Sayende Serab Olmus Efendim
Ussak Artik Hicrana Tahmmul Edemez Oldu Gonul
Ussak Ey Keman Ebru Sehit Hanceri Mujganinim
Huzzam Bekledim Lakin Gelmedin Ey Nazli Yar
Hicazkar Canlandi Bu Sessiz Gecenin Siiri Denizde
Huzzam Bir Zamanlar Gonlume Aski Yakindan Cagladi
Huzzam Dunyada Ne Ikbal Nede Servet Dileriz
Bayati Bilmezsin Dusundugum Agladiklarim Nedir
Muhayyerkurdi Bilmemki Gunahim Sana Olmakta Mi Bende
Huseyni Muheyya Oldu Meclis Sakiya Peymaneler Donsunn
Segah Zatini Davet Buyurdu Bu Gece Rab
Huzzam Susmus Her Yer Sizi Dinlerdi Denizden
Nihavend Mumkunmu Unutmak Guzelim
Bayati Ne Arzu Var Ne Takat Visal Dillerde Kaldi
Neveser Ne Yanan Kalbime Bakti Ne Akan Gozyasima
Buselikasiran Agla Sevdicegim Gul Ruhlarindan
Ussak Anarim Ruhlarini Guller Ile Eglenirim
Ussak Simdi Nerde Naz Ile Pervardesin
Neva Asinayi Bezm Olan Anlar Hitabi Hayderi
Hicaz Mustakini Goster O Guzel Cehreni Kacma
Hicazkar Herkes Eglencededir Simdi Bahar Geldi Diye
Hicazkar Visali Yar Ile Mest Ol Hayale Dalma Gonul
Nihavend Hayal Icinde Akip Gecti Omru Derbederim
Huzzam Hatirimdan Ne Gecer Sorma Gonul
Hicaz Gozlerinden Okudum Gonlumu Kalbim Yanarak
Segah Ismini Bilmezdim Fakat Tanirdim
Ferahnak Subhu Dem Cami Mey Mestane Takbil Eylerim
Hicaz Mustaki Visalin Oldu Gonlum
Hicazkar Seni Cok Sevdi Bu Gonlum Beni Terketme Kadin
Segah Askinla Yanip Agladigim Gunleri An Sen
Muhayyer Meclisi Agyare Olma Pertev Endazi Visal
Huseyni Bir Safa Bahsedellm Gel Su Dili Na Sada
Yegah Baki Yine Mey Icmeye Andicti Demisler
Rast Bir Yaz Gecesi Camlica Mehtabina Geldin
Karcigar Nazir Olmaz Sana Alemden Teksin
Suzidil Baharda Bu Yil Melal Var
Huzzam Gonul Bu Ne Durur Ne De Soz Dinler
Acemasiran Hal Guzeldir Nazli Yar
Ussak Vuslat I Canana Erismis Gonul
Ferahfeza Ey Gozleri Ahu Senin Askinla Harabim
Tahirbuselik Hulyam Yine Bir Golgeli Esrara Burunsun
Ferahfeza Nazinda Senin Ozledigim Eski Cefa Yok
Karcigar Naz Olur Dem Best Cesme I Nim Habinda Senin
Henüz yorum yapılmamış.